" Muhtelif " Henüz yorum yapılmamış.

 

 Herkes Kurân'ı tefsir edebilir mi?

Herkes müfessir olabilir mi? Kurân'ı tefsir etmek için şartlar var mıdır?

Cevap:

Herkes istediği gibi Kur’an-ı Kerim’in tefsirini yapamaz. Tefsir yapabilmek için bazı şartlar vardır. Bunlar genel olarak şöyle sıralanabilir:
• Tefsir yapabilmek için nakl (yani selefin açıklamaları) ve sema (yani ehil olanların dersini dinlemek) zarurî olan iki ön şarttır.
• Tefsir yapmanın nedeni; “kendi gayesine ve istediği şeye göre hüküm çıkarmak” olmaması gerekmektedir.
• Tefsir akla dayanarak yapılmaz. Tefsir yapabilmek için âlimlerce belirlenmiş birçok ilme sahip olunmalıdır.
İbn-i Abbas (ra) anlatıyor:
“Resulullah (asm) buyurdular ki: “Kim Kur’an hakkında ilme dayanmadan söz ederse ateşteki yerini hazırlasın.” (Tirmizî)
Münavî buradaki tehdidin, Kur’an-ı Kerim hakkında, gerçeğin başka şekilde olduğunu bildiği halde, yanlış söz edenle Kur’an-ı Kerim’in müşkil ayetleri üzerine sahabe ve tabiinden nakledilen dışında söz edenleri ilgilendirdiğini belirtir. İbn-ul Esir buradaki yasaklamanın iki vechi olduğuna dikkat çeker. “Birincisi: Kişinin bir hususta peşin bir hükmü vardır. Bu hüküm o şeye duyduğu arzu ve hevesten doğmuştur. Adam tutar Kur’an’ı alır ve gayesine uygun şekilde ondan delil çıkarır şayet bu peşin arzu ve hevası olmasaydı Kur’an’dan o mana çıkmayacak idi. Bunu bazen bilerek yapar, tıpkı ehl-i bid’at gibi ortaya attığı sapık görüşünü doğru göstermek için bir ayetten te’vil ederek delil çıkarır. Halbuki, pekâla bilmektedir ki ayetin asıl muradı bu değildir bunu bazen cehaletle yapar. Şöyle ki; birçok manaya muhtemel olan bir ayeti alır, onu gayesine uygun manada anlar ve bu manayı re’y ve arzusuna göre Kur’an’ı tefsir etmiş olma durumuna düşer. Çünkü bu olmasaydı meskûr ihtimal nezdinde tercihe mazhar olamayacaktı.
İkincisine gelince, bu, ayetin, sırf zahirine, arapça elfazına göre onu tefsir etmeye kalkmaktır. Burada Kur’an’ın garip ve mübhem kelimelerindeki bazı incelikleri, nakle başvurarak, ehlini dinleyerek anlama, araştırma cihetine gitme yoktur. Şu halde kim tefsir için gerekli olan harici şartları gözetmeden, sadece Arapça bilgisiyle Kur’an’dan mana çıkarma cihetine giderse çok hata yapar va hadiste tevhid edilen: “İlme dayanmadan Kur’an tefsir edenler” zümresine dahil olur. Şu halde tefsir için nakl (yani selefin açıklamaları) ve sema (yani ehil olanların dersini dinlemek) zarurî olan iki ön şarttır. Bu şartların gerçekleşmesinden sonra anlamak ve mana çıkarmak imkan dahiline girer. Zahiri şartları eksiksiz ikmal etmeden batıni manaya nüfus etme hevesine düşülmemelidir.
Resulullah (asm) şöyle buyurmuştur:
“Kim Kur’an hakkında kendi görüşüne göre söz söylerse isabet etse de hata etmiş olur.” (Ebû Davud)
Kur’an’ın gerek lafzı üzerine ve gerekse lafzın ifade ettiği mana üzerine aklına dayanarak beyanda, yorumda bulunmak Resulullah (asm) tarafından yasaklanmış bulunmaktadır. Vardığı yorumda isabet etse bile şer’î bir ruhsatı olmadığı için hatalı bir iş yapmış olmaktadır. İmam Gazalî şöyle der:
“Şeriat koruyucusunun (Allah) elfazını Batınîlerin yaptığı gibi zahirinden hareketle daha önce (Selef’in) zihnine inmemiş meselelere yorumlamaya kalkmak büyük felaketlerden biridir. Zira Kur’an-ı Kerim’i anlama işinde-bizzat şeriat koruyucusundan (Hz. Peygamber) yapılan nakle dayanmadan ve öyle yapılmasında zaruret olduğunu gösteren aklî bir delil bulunmadan- sırf zahire göre hareket edip yorum yapmak haramdır.”
Kur’an’ı tefsir edebilmek için, başta arapça ile alakalı ilimlerden başka, bedî, beyan gibi edebiyata, tefsir, hadis, fıkıh, nâsih, mensuh gibi şeriata, Kur’an’a müteallik on beş kadar ilim bilmek gerekmektedir.
(Kütüb-ü Sitte) Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - Herkes Kurân'ı tefsir edebilir mi?

Bize Soru Sorun
Yorum Yapın

1430 - 1438 © www.SoruSorCevapBul.com