" Allah (cc) " Henüz yorum yapılmamış.

 

 Kâinatın 6 Günde Yaratılması Ne Demektir?

Kâinatın 6 günde yaratılmasına dair açıklama getirir misiniz?

“Ve amelce hanginiz daha güzeldir diye sizi imtihan etmek için, gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur…” (Hud, 7)
İbn Abbas, Kâ’b, Mücahid, Dahhak (Tirmizi) ve Bediüzzaman Said Nursî gibi ileri gelen müfessirler kâinatın yaratılmasındaki 6 günü; her biri binlerce seneye yakın olan ve kâinatın tüm ömrünü ifade eden “6 vakit” olarak tefsir etmişlerdir. Çünkü:
•Kurân’da belirtilen bir günün, dünya günlerinden bin veya elli bin sene gibi uzun bir zamanı kapsadığı bazı ayetlerde açıkça ifade edilir. (*)
•Altı gün ifadesi Kur'ân’da “sitte-ti eyyam” olarak geçer. “Eyyam” kelimesi “günler” anlamına geldiği gibi “devirler, vakitler” manasına da gelmektedir.
•Güneş bu kâinatın bir parçası olduğuna göre kâinat yaratılmadan önce güneşin var olduğu düşünülemez. Oysa dünyadaki günleri, güneşin doğuş ve batışı belirler. Bu nedenle kâinatın yaratılmasını tanımlayan günleri güneş belirleyemez.
Allah (cc)yarattığı her varlığa belirli bir ömür vermiştir. Kâinatın ömrü ise altı gün (vakit) olarak belirlenmiştir. İnsanın ömründe doğum, gençlik, yaşlılık gibi aşamalar vardır. Bir günün içinde ise güneşin doğuşu, öğle vakti, güneşin batışı gibi belirli vakitler ve bu vakitler arasında meydana gelen çeşitli oluşum ve değişimler vardır. Kâinatın 6 gün olarak belirtilen altı vaktinin de her biri belli değişimlere işaret eder. Bu vakitler şöyle izah edilir:
1. gün: Yerlerin ve göklerin yaratılışı
2. gün: İnsanoğlunun dünya misafirhanesine gönderilişi
3. gün: Hz. Muhammed’in (asm) asr-ı saadeti, ahirzaman
4. gün: Dünyanın sekerat vakti ve kıyametin başlangıcı
5. gün: Kıyametin kopması
6. gün: Haşir vaktine kadar olan dönem, (Kayyum-u Baki olan Allah’tan başka hiçbir şeyin kalmaması)
Buradan da anlayacağımız gibi kâinatın yaratılışındaki altı gün; kâinatın başlangıcından son buluşuna kadar olan dönemi kapsar. Dolayısıyla yaratılma devam ettiğinden 6 gün henüz tamamlanmamıştır.
Elmalılı Hamdi Yazır, tefsirinde yukarıdaki açıklamalara benzer açıklamalara yer verdikten sonra bu mesele hakkında şunları da eklemiştir:
“Bununla beraber dikkate şâyândır ki, burada rablığın, biri yaratma, biri hâkimiyet olmak üzere iki tecelli mertebesi olup, âlemdeki varlıkların önce sırf olağanüstü olan misalsiz bir yaratma ile başlayıp, bundan sonra bir nizam seviyesine girdiği ve her iki durumda da Allah'ın hâkimiyeti altında bulunduğu anlatılırken, "altı gün" ile özellikle gökler ve yerin âdet ve nizam dediğimiz tekrar etme, benzeme ve birbirini takip ile devam ve uzama devirlerinden önce bulunan ve benzeşmeyen bir fark, örneksiz bir icad ile sırf olağanüstü olan ilk yaratma anları gösterilmiştir. Sırf olağanüstünün mutlak olan nizam ve hâkimiyet devirlerine nisbetle altı adedinin, sayıların derecelerine ve diğer günlere oranı gibi çok az olduğunun ifade edilmiş olması bakımından diğer bazı tefsircilerin dediği gibi bu altı zamanın dünya günleri ölçüsüyle ve hatta ondan daha az bir müddet olarak düşünülmesinde daha uygun bir mânâ vardır. Bu şekilde iki yaratılma arasında geçen benzer devam anları hâkimiyet hükmünde olmakla dürülüp bükülerek ve soyutlanarak önce dumandan cisimlere, sıcak ateşten toprağa, topraktan suya, sudan hayata geçmek gibi yalnız ilk yaratılma anlarının düşünülmesi gerekir. Fussilet Sûresi’nde ise bu altı günün ikisi göklere, dördü de yere ait görünmektedir. Bununla beraber Müslim-i şerifte rivayet edilen bir hadisin delaletine uyarak bazı tefsircilerin tercih ettikleri üzere "altı gün"ün yalnız yeryüzü ile ilgili olması da muhtemeldir ki, bu takdirde mânâ: "Rabb'ınız ancak o Allah'tır ki gökleri ve altı günde yeryüzünü yarattı." demek olur. Hasılı iş bu altı günün mahiyetinin tayini ve açıklaması hususları Allah'ın ilmine bırakılması gereken müteşabih bir mânâ olmakla beraber, bundan kesin olarak şu sonuçlara ulaşmış oluruz:
Birinci olarak, âlem kadîm (başlangıcı olmayan) değil, görüldüğü üzere bir olaylar toplamıdır ki, varlığında da, devamlı olmasında da yaratıcı olan Allah'a muhtaçtır. Ve yalnız onun hükmü altındadır.
İkinci olarak: Âlemin toplamı ezelî olmadığı gibi, bir defada ve basit bir şekilde yaratılmış da değildir. Başlangıçta çeşitli zamanlarda birden çoğa giden, bundan sonra çokluk içinde bir terkib (sentez) ve toplanmaya dahil olan fakat sonu olan derece derece bir ilerleme ile yaratılmış ve sonra bu ilerlemeye değişim ve benzeme içinde tekrarlanma ve devam etme ile düzenli, bir şekil verilmiştir ki, bu düzenli şeklin birbirlerini takibinin devamı da bir seviyede kendi kendine sabit ve karar kılmış değil, Allah'ın hâkimiyeti altında değişmektedir.”

(*) Mearic (70, 4): “Melekler ve Ruh (Cebrail), mikdarı (sizce) elli bin sene olan bir günde O’na (arşına) çıkarlar.”
Secde (32, 5): “Gökten yere (her) işi, (O) tedbir (ve idare) eder; sonra (bu işler), mikdarı sizin saymakta olduklarınıza göre bin yıl tutan bir günde, ona (Cenab-ı Hakk’ın ta’yin buyurduğu yüksek makama) çıkar. Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - Kâinatın 6 Günde Yaratılması Ne Demektir?

Bize Soru Sorun
Yorum Yapın

1430 - 1438 © www.SoruSorCevapBul.com